MÜTEAHHİTLERDEN TUZLA BELEDİYESİNE TEPKİ

İnşaat sektöründe yaşanan çatışmalar ve ekonomik sıkıntılar, Marmara Yatırımcı İş Adamları ve Yapı Müteahhitleri Derneği ( MARDER ) üyelerinin isyan başlangıcını şiddetlendirdi. Sektör temsilcileri, Tuzla Belediyesi'ne gönderdikleri iyi niyet mektubunu kamuoyuyla paylaşarak acil çözüm talebinde bulunuldu.

MARDER Kurucu Başkanı Bülent Yüksel ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısına, Tuzla'da faaliyet gösteren çok sayıda müteahhit de katıldı. Toplantıda, inşaat sektörünün durma noktasına geldiği, müteahhitlerin büyük mali sistemleri yaşadığı ve belediyenin sözlerini tutmadığı vurgulandı.

Yüksel, inşaat sektöründeki duraklamanın müteahhitleri maddi çıkmaza sürüklendiğini belirterek, şunları söyledi:

“Artık bıçak kemiğe dayandı. Müteahhit arkadaşlarının çeklerini ödeyemiyor, taahhütlerini yerine getiremiyor, daireleri teslim alınamıyor. Biz her zaman sorumluluklarımızı yerine getirdik, ancak belediyenin verdiği sözler tutmuyor. Devlette süreklilik esastır. Belediyenin geçmiş yönetimi suçlamak yerine çözüm üretmeli.”

Yüksel'in bu sözleriyle toplantıya katılan müteahhitler tarafından alkışlarla desteklendi.

İyi Niyet Mektubu ve Talepler

MARDER'in Tuzla Belediyesi'ne verdiği iyi niyet mektubunu kamuoyuyla paylaşarak acil çözüm talebinde bulunuldu.

Mektupta Öne Çıkan Konular:

Ruhsat ve encümen kararlarının usulsüz olduğu iddianın iptal edilmesi,

Önceki yönetim onayının ruhsatların sorgulanmaya başlanması,

Belediyenin bu süreçte çözüm üretme yerine müteahhitleri suçlayıcı bir tutum sergilemesi,

Müteahhitlerin daire teslim edememesi nedeniyle alıcıların mağdur olması,

Kentsel dönüşüm projelerinin durma noktasına gelmesi,

Belediyenin, inşaat sürecinde mağduriyeti olan kişinin kira yardımı konusunda bir çözüm yolunuz var mı?

MARDER, belediyeye “İdarede Bütünlük İlkesi” gereğini, geçmiş yönetimler tarafından verilen ruhsatların iptal edilmemesi ve sektörün önünün genişletilmesi gerektiğini vurguladı.

Mektupta ayrıca, inşaat sektörüyle birlikte bireysel şirketlerin iflasının derinliğe ulaştığı, binlerce vatandaşın mağdur olduğu ve kamu zararının her geçen gün arttığı belirtildi.

“Süreç Takip Edilecek, Mücadele Sürecek”

MARDER Başkanı Bülent Yüksel , belediyeden gelen yanıtların özenle takip edildiğini belirtti. 20 Mart'ta düzenlenecek aile iftarına kadar belediyeden somut bir adım atılacağını söyledi. Bir çözüm bulunamazsa, müteahhitlerin yasal haklarını kullanarak mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

Toplantı, müteahhitlerin yoğun alkışları ve belediyeye çözüm çağrılarıyla sona erdi.

MARDER tarafından Tuzla Belediyesi'ne gönderdikleri iyi niyet mektubununun tam metni şöyle:

TUZLA BELEDİYE BAŞKANLIĞINA

 Öncelikle tuzlada faaliyet gösteren müteahhitler olarak yıllardır ilçemizin kentsel dönüşümünde ve güzelleşmesinde büyük rol oynadık. Yaptığımız bütün işlerde, Tuzla Belediyesi yetkili birimlerinin, kanunlarda ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara göre yaptığımız yapıları eksiksiz kontrol edildiğine itimat ederek,  üretimlerimizi gerçekleştirdik.

31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde, halkımız sonraki seçime kadar belediyemizin yönetimini sizlere vermiştir. Müteahhitler olarak devlette devamlılık esastır ilkesi ile aynı usul çerçevesinde çalışmalarımıza devam ettik. Fakat önceki yönetim tarafında usulsüzlük yapıldığı gerekçesi ile bahse konu tarihten itibaren tuzlamızda inşaat sektörü durma noktasına gelmiştir.

Bu süreçte, inşaatlarını tamamlayıp ruhsat bekleyen, inşaatına %60-80 seviyesinde devam ederken daire satışı yapamayan veya inşaata başlamak için inşaat ruhsatı almayı bekleyen firmalarımız ve deprem korkusuyla evlerini kentsel dönüşüme veren halkımızın mağdur edildiğini üzülerek görmekteyiz.

Gelinen bu noktada yasal tüm sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen,  hayatın olağan akışına ters olarak aldığımız emsallerin;

-YANLIŞ VE USÜLSÜZ HESAPLANDIĞINI,

-M2 DIŞINDA BİRDEN ÇOK KİŞİYE SATILDIĞINI,

-ALINAN ENCÜMEN KARARLARININ USÜLSÜZ OLDUĞUNU,

-ENCÜMEN KARALARININ VE BU YÖNDE VERİLEN RUHSATLARININ İPTAL EDİLECEĞİNİ

Bizlere beyan etmektesiniz;

Ancak belirtilen ana başlıklara tam manasında bakılmadığı kanaatindeyiz. Bakılmış olsaydı belirtilen tüm bu konuların Tuzla Belediyesi yetkili birimleri tarafından, en az yirmiden fazla kontrol ve imzadan geçtiğini ve ruhsatın bu şekilde imza aşmasına geldiğini bilir ve ona göre çözüm önerisi aranırdı.  Maksadımız kimseyi suçlamak değildir. Bu zamana kadar yüzbinlerce kişiyi ev sahibi yapmış,  itibarlı iş insanlarını zan altında bırakmak, onları kat malikleri ile daire sattığı kişiler ile karşı karşıya getirmek ağır ve bir daha telafisi olmayan sonuçlar doğuracaktır.  Öyle ki; 7 – 8 aydır çözülemeyen bu sorun,  çözüm yöntemleri bulmak yerine,  birimlerde görevli çalışanlara,  sanki firma sahipleri suçluymuş gibi davranarak, parmak sallayarak, gelen arsa sahiplerine dosyanızda usulsüzlük yapılmış deyip, suçu üstünden atarak olayların çözüleceğini sanmak ilkel bir yöntem olmaktan öteye gitmeyecektir. Çözümü belli olan bu konuda aylardır suçlu aranmakta, oysa ki; Seçimden önce ve sonra verilen her ruhsat ve izinlerin bizzat Tuzla Belediye Başkanlığının sorumluluğunda olduğu herkes tarafından net olarak bilinmektedir.

Bu mağduriyetlerimiz, yüzlerce kez tarafınıza iletilmesine rağmen firmalarımıza güvenip Kentsel Dönüşümden faydalanmak isteyen ve daire alan binlerce insan bu süreç ciddi manada mağdur edilmektedir.  Kentsel Dönüşümden faydalanan daire sahipleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan kira yardımı 18 ay sürmektedir.  18 ayın 9 ayı bu süreçte geçmiş bulunmaktadır, belediye olarak süreç içerisinde mağdur olan halkımıza kira yardımı konusunda nasıl destek olunacaktır? Bu konuda herhangi bir çalışmanız var mıdır?

Ayrıca Ocak ayında zamlı ödeyeceğimiz bedellerden dolayı ( Belediye harçları, İSKİ harçları, mal müdürlüklerine yatıracağımız harçlar, damga vergileri, yapı denetim farkları, iskan harçları) milyarlarca lira zarara uğrayacağız. Bu durum firma sahiplerinin üzerine ciddi manada yükler getirecektir.  Ülkemizin şu anda ki ekonomik durumuna bakıldığında zaten zor ayakta duran firmalarımız tamamen dar boğaza girecektir. Bu mağduriyet sadece firmalarımız açısında olmayacaktır.  Dağ gibi mağdurlar ordusu yaratacaktır. Vicdani ve hukuki manada Firmalarımızın bir suçunun olmadığı kesinlikle bilinmesine rağmen kentsel dönüşüme arsasını veren kat malikleri, para verip dairesini almayan müşterilerimiz, bu problemler çözülmediği takdirde hukuki ve adli olarak firmalarımızla karşı karşıya gelecek, hem bu zaman kadar büyük emekler harcadığımız itibarlarımızı bitirecek hem de can güvenliklerimiz kalmayacaktır.

Vicdani ve hukuki manada Firmalarımızın bir suçunun olmadığı kesinlikle bilinmesine rağmen yıllardır süre gelen bu emsal transferi meselesinin seçimden sonra sanki Belediye içindeki Emlak İstimlak Müdürlüğü, İmar Müdürlüğü ve Yapı Kontrol Müdürlüğü hiç yapılmamış gibi sistemin yıllardır nasıl ilerlediğini bilmiyor gibi davranmaları da konun ne kadar basite alındığının bir göstergesidir. Ancak Çok önemli bir konuda göz ardı edilmektedir. Belirtilen binlerce kişinin mağduriyetlerinin  yarın Belediye’ye açılacak   maddi ve manevi tazminat davalarının önüne geçilemeyeceğinin hiçbir şekilde garantisi yoktur.

Sonuç olarak; Hukuki olarak bakıldığında ruhsat alan kişiler açısından kazanılmış hak olduğu danıştay kararlarında da görülmektedir. Vatandaş iyi niyetli bir şekilde belediyeye ruhsat başvurusunda bulunmuş,  idare belediye de vatandaşa gerekli, mimari proje (v.s)  tüm gereken evrakları aldıktan sonra bir dizi inceleme neticesinde ruhsat vermiş vatandaş ise kurumunuza güvenerek  “idareye güven ilkesi” gereği inşaatına başlamış ve inşaatı devam ederken, belediye tarafından denetimler yapılmış, yapı denetimler tarafından belirli bir seviyeler alınmış, kaçak ve usulsüz olmadığı bilinen işlemler resmi olarak devam etmiştir.  Yerel seçimlerin ardından ise Anayasanın 153. Maddesine göre İptal kararları geriye işletilemez hükmüne rağmen, geçmiş denetimler hiç olmamış gibi  “ idarede bütünlük ilkesi”  yerini idarede yeniden denetim dönemine bırakmıştır. Binlerce dosyanın tekrar incelenmesi ve bu dosyalardan çıkacak sonuçlara göre işlemler devam edecek demek’te hayatın olağan akışına ters ve imkansız bir durum olduğu da tartışmasız bir konudur. Bahsi geçen tüm olaylarda mevzuat açık ve nettir. Eski yönetimden Görevini Kötüye Kullanan birileri varsa onlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve “ İdarede Bütünlük İlkesine’’ uyularak, Kentsel dönüşümden faydalanmış, firmalarımızdan daire almış binlerce mağdur vatandaşın sorunlarının bir an önce çözülmesini hem Tuzla Belediyemiz hem Devletimizin ciddi manada zarar uğramasının önüne geçilmesini siz yöneticilerimizden rica ediyoruz.