Malum Muharrem ayı ekser Müslümanlar özellikle de Alevi ve Caferi canlar için matem ve oruç ayı.
Hz. Hüseyin, Matem, Kerbela, Muharrem, Aşura, Yezid,…
Kerbela; şehit edilen Hazreti Peygamberin torunu Hazreti Hüseyin ve Ehlibeytten yaşlı, kadın ve çocuk 72 masum insan.
Tarihin bazı anları vardır; kalem kırılır, kelimeler susarve lal olur insan. İslam tarihi açısından Kerbela vakası işte öyle bir andır.
Kerbela; yalnızca bir çöl kasabasında yaşanan siyasi bir çatışma değil, insanlığın adalet ve vicdan karşısındaki imtihanıdır. Bu imtihanın en kara lekesi ise hiç şüphesiz dönemin Emevî halifesi Yezid bin Muaviye’dir.
Yezid’in hilafete gelişi Müslümanlar arasında zaten başlı başına tartışmalıydı. Babası Muaviye, Hz. Ali ile yaptığı uzun mücadele sonrası İslam toplumunu hilafeti babadan oğula geçen bir saltanata dönüştürerek, dinî liderliği siyasallaştırdı.
Yezid’in hilafeti bu yozlaşmanın zirve noktası oldu. Çünkü onun yönettiği dönem, sadece iktidarın değil, ahlakın da çöktüğü bir dönemdi.
Hz. Hüseyin’in Yezid’e biat etmeyi reddetmesi; sadece siyasi bir başkaldırı değil, aynı zamanda bir ilkesel duruştu.
Hz. Hüseyin’in tavrı, yozlaşmış bir yönetime karşı “adalet adına” yükseltilmiş evrensel bir sestir. Bu ses, Emevî iktidarının kulaklarında yankılandıkça Kerbela’ya giden yol döşenmiştir.
Ve Kerbela’da olan ne sadece bir savaş ne de sadece bir isyanın bastırılmasıdır. Kerbela; aç bırakılan, susuz bırakılan, kadınları esir edilen bir Peygamber ailesinin dramıdır.
Bu katliam, tarih kitaplarında sadece rakamlarla değil, insanlık onurunun en trajik kırılması olarak yazılıdır. Ve o onurun karşısında, hilafet makamında Yezid oturmaktaydı.
Bazı kaynaklarda hâlâ Yezid’i "siyasi bir figür","devlet adamı" gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa Kerbela, sadece bir siyasi olay değildir. Eğer hilafet makamı bir Peygamber torununun başını kurtaramıyorsa, o makamın dini bir anlamı kalmış mıdır?
Yezid, gücü elinde tutmak için adalet duygusunu, İslam’ın temel ahlaki ilkelerini ve toplumsal vicdanı hiçe saymıştır.
Siz rastladınız mı bilmiyorum ama ben bugüne kadar ismine Yezid ismi veren hiçbir ebeveyn duymadım ve çok şükür ismi Yezid olan tek bir kişiye rastlamadım…
Yezid'in adı, bugün bile İslam dünyasında kötü anılıyorsa, bu yalnızca geçmişin değil, günümüzün de bir uyarısıdır.
Adaletin ayaklar altına alındığı, iktidarın kutsal değerlere üstün tutulduğu her dönemde Yezid ismi yeniden hatırlanır. Çünkü o sadece artık bir tarihi figür değil; zulmün, zorbalığın ve vicdansız yönetimin sembolüdür.
Ve Kerbela, sadece 680 yılında değil; her zalimin karşısında, her adalet arayışında yeniden yaşanır.
Bu yıl Hz. Hüseyin’in şahadeti 5 Temmuz 2025 Cumartesi gününe denk geliyor.
“Bu gece âl-i abânın işi efganolacak
Ki sabah Kerbela deşti kızıl kan olacak.”
Ehlibeytin tüm mensuplarını, hassaten şehitler Şah-ı Hazreti Hüseyin'i hürmetle ve rahmetle yâd ediyorum.
Muharrem Orucu tutan tüm Alevi ve Caferi kardeşlerimin ibadetlerinin ve dualarınınHak katında kabul olması temennisiyle huzur, sağlık ve birlik diliyorum.
Ez cümle;
Her çağda bir Yezid çıkar, ama aynı şekilde her çağda onun karşısında dimdik duran bir Hüseyin’i bulur.
Asıl mesele, bizim kimin yanında durduğumuzdur…